Hypebot’ta görüşlerini açıklayan yapay zeka destekli müzik mastering platformu Masterchannel’in CEO’su ve kurucu ortağı Christian Ringstad Schultz, “Sektörün yapay zeka girişimlerine daha cesur bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor” dedi.
Pek çok kişinin insan yaratıcılığının ve teknolojisinin barış içinde bir arada yaşamanın yollarını bulabileceğini kabul etmesi nedeniyle, müzik endüstrisinin yapay zeka ile sürekli büyüyen açmazı şu anda durma noktasına gelmiş gibi görünüyor.
Son değişimler bu gelişen duruşu gösteriyor. Universal Music Group’un BandLab teknolojileriyle kurduğu “yapay zekaya odaklanan kapsamlı, sektörde bir ilk olan stratejik ilişki” bunun bir örneği.
Ancak sektörde, yapay zekanın sadece sanatçıların ve yapımcıların kendi takdirine bağlı olarak kullanabilecekleri bir araç olarak hizmet ettiğini öne süren bir görüş var. Bir başka deyişle YZ’nin , müzik endüstrisinin mevcut bağlamında kontrol altına alınabilecek bir şey olduğunu ve insan yaratıcılığının müzik yaratımının temel direği olmaya devam edeceğini söyleyen bir görüşten söz ediyorum.
Bu bir direnç yapay zekanın sanatçılara rollerini tamamen üstlenmek yerine onlara yardım etmesi fikrinin rahatlatıcılığından kaynaklanıyor olabilir.
Yapay zekayı sadece bir araç olarak düşünmek rahatlatıcı olsa da bu düşünce tarzı yanıltıcıdır ve yanlış bir güvenlik duygusu sağlar. Bu devam ederse, endüstri kaçınılmaz olarak gelişmiş yapay zeka modellerinin dönüştürücü gücüne hazırlıksız yakalanacak.
Gerçek şu ki: Yapay zeka hızla ilerliyor. Büyük teknoloji devleri bugün iş birliğini tercih ederken, yarın daha verimli, uygun maliyetli alternatifler sunarak sektörü tamamen dışarıda bırakabilirler. Müzik sektörünün artık yapay zekayı tam olarak entegre etmesi ve kaçınılmaz olanı geciktirmek yerine teknolojideki emsalleri gibi düşünmeye başlaması çok önemli.
Bu bir kıyamet senaryosu değil. Sektör yapay zekadan yararlanacak araçlara sahip. Önemli bir değişimin eşiğindeyiz ancak sektörün ilk adımı atması gerekiyor.
Müzik ve teknoloji – bir tarih dersi
Lucas Shaw geçtiğimiz günlerde Bloomberg’de şunu yazdı : “Müzik, tüketici internetindeki hemen hemen her büyük değişikliğin ön saflarında yer aldı.” O böyle dese de müzik endüstrisi, sıklıkla geleneksel çalışma yöntemlerine bağlı kalarak, gelişen teknolojilerin etkilerini öngörmede sürekli olarak yavaş davrandı.
Uyum sağlama konusundaki bu isteksizlik, sektörü 2000’li yılların başında korsanlık saldırılarıyla karşı karşıya kaldığında savunmasız halde bıraktı. Sektör, Ernie Smith’in ifadesiyle “eski güzel günleri, yani 16 dolara satış yapabilecekleri günleri korumak istediği için gelişmeleri reddetti. Korsanlığın ve yapay zekanın ortaya çıkardığı zorluklar arasındaki paralellikler rahatsız edicidir. Önümüzdeki soru şu: Sektörün tepkisi bu sefer farklı mı olacak?
Müzik korsanlığının zirve yaptığı dönemde sektör, kendi streaming platformlarını oluşturma fırsatını kaçırdı. Bunun yerine, bunun önemini küçümseyerek, harici oyuncuların bu fırsatı yakalamasına ve müzik tüketiminde bir devrim yaratmasına olanak tanıdı. Sektör kendi uygun koşullarını oluşturma fırsatından vazgeçti. Sektörün kendisi başlasaydı tüketicilerin aylık 100 dolarlık bir streaming ücretini kabul edebilecekleri düşünülebilir. Ancak Spotify gibi platformlar hızla üstünlük sağladı ve büyük ölçüde rakipsiz şekilde endüstri standartlarını belirledi.
“Güç ve gelir dinamiklerinde dönüşüm”
Bunun sadece teknolojik bir değişim olmadığını, aynı zamanda güç ve gelir dinamiklerinde de bir dönüşüm olduğunu anlamak önemlidir. Napster’ın gelişinden önce müzik endüstrisi tüm zamanların en yüksek seviyesini yaşıyordu; enflasyona göre düzeltilmiş gelir 1999’da CD satışlarıyla desteklenen 23,7 milyar dolara ulaşmıştı. Ancak bu altın çağ, korsanlık ve streaming platformlarının ortaya çıkmasıyla keskin bir düşüş yaşadı ve gelir 2014’te 7,7 milyar dolara düştü. O zamandan bu yana sektör, 2022’de rekor kıran 41,5 milyar dolara yükseldi . Bu ivmeyi sürdürmek için sektörün yapay zekayı stratejik olarak benimsemesi ve entegre etmesi çok önemli.
Kodak’ın yükselişi ve çöküşü müzik sektörü için önemli bir ibret hikâyesi niteliğinde. Bir zamanlar fotoğrafçılıkta baskın bir isim olan Kodak, yeniliklere öncülük etmiş ancak ilk dijital fotoğraf makinesini icat etmesine rağmen dijital fotoğrafçılığı benimseme konusunda başarısız olmuştur . Bu tereddüt, Sony gibi rakiplerin öne çıkmasının kapılarını açtı.
Tarihin tekerrür ettiğini söylüyorlar ama sektörün gidişatını değiştirmek için son hatalardan ders almamız hayati önem taşıyor. Müzik endüstrisinin yeni teknolojilere yaklaşımının köklü bir revizyona ihtiyacı var. Bir dönüm noktasında olduğumuzu iddia etmek dramatik görünse de, neyse ki sektör, değişen ortamda yol almak için gerekli kaynaklara ve uzmanlığa sahiptir. Bununla birlikte, bu uzmanlığın mutlaka sektörün tecrübeli kişilerinden gelmesi gerekmiyor, yeni kurulan şirketlerden ve şu anda müzikte çalışan diğer sektörlerden profesyonellerden geliyor. Bu yeni grup hayati bir rol oynayacak ve onların uzmanlıklarından yararlanmak çok önemli.
Yapay zeka – ekonomik durum
Teknoloji endüstrisi, yapay zeka tarafından oluşturulan müzikte önemli ilerlemeler kaydediyor. YouTube , içerik oluşturucuların popüler kayıt sanatçılarının seslerini kullanarak videolar oluşturmasına olanak tanıyan bir yapay zeka özelliğini açıklayan son şirket oldu. Beta sürümü, seçilen bir grup sanatçının belirli içerik oluşturuculara, platformdaki videolarda kendi vokal parçalarını kullanma hakkını vermesini sağlayacak. Ancak Beta sürümünün lansmanı, büyük müzik şirketlerinin henüz anlaşmaya varmaması nedeniyle gecikmiş gibi görünüyor.
Teknoloji devleri şu anda kendilerini müzik endüstrisinin istekli ortakları olarak konumlandırsa da, tüm telif hakları ve haklar sistemini atlayarak pazarı makine tarafından üretilen gelişmiş parçalarla doldurmaları çok uzun sürmeyecek. Bunu yaparak, geleneksel müzik endüstrisinin bekçilerini modası geçmiş hale getirecekler.
“Yapay zeka yalnızca başka bir araç değil, bir paradigma değişimidir”
Müzik sektörünün yapay zekayla ilgili mevcut ikilemi öncelikle etik ve yasal sorunlar etrafında dönüyor ve yeni teknolojiye yönelmenin ekonomik ve stratejik nedenlerini gölgede bırakıyor. Her ne kadar UMG ve AI firmaları arasındaki ortaklıklar övgüye değer olsa da, sektörün güncelliğini korumak için daha derinlere inmesi gerekiyor. Yapay zekayı ‘olması güzel bir şey’ olarak düşünmek yerine, temel süreçlere dahil etmek zorunlu.
Yapay zeka yalnızca başka bir araç değil; gerçekleşmeyi bekleyen bir paradigma değişimidir. Bunu şimdi benimsemek, geleneksel müzik şirketlerinin uyum sağlamaya çalışan kuruluşlar yerine bir sonraki müzik çağının öncüleri olmasına yardımcı olabilir.
Etkin bir şekilde gelişmek için, müzik sektörünün teknolojiyi benimseme yaşam döngüsüne uyum sağlaması, kendisini yenilikçiler ve ilk benimseyenler arasında konumlandırması gerekiyor. Bu proaktif duruş, hızla değişen bu ortamda onların geç benimseyenler veya geride kalanlar haline düşmelerini engelleyecektir. Daha spesifik olarak sektörün bu alandaki şirketlerle işbirliği yapması, aynı zamanda onlar gibi davranmaya başlaması ve kendi yapay zeka teknolojilerini geliştirmeye yatırım yapması gerekiyor. Bu ikili yaklaşım, yalnızca mevcut trendlere uyum sağlamakla kalmayıp aynı zamanda yenilik yapmalarını ve ilerlemeleri desteklemelerini de sağlayacaktır. Geçmiş performansları daha az olan yeni şirketlere güvenmek riskli görünebilir ancak tarih, bu oyuncuların geleceği daha iyiye doğru şekillendirdiğini gösteriyor.
Umutlu bir gelecek
Müzik endüstrisi için riskler bundan daha yüksek olamazdı. Adaptasyon sağlayamazsa, teknoloji şirketleri kısa sürede hakimiyet kurabilir ve geleneksel müzik kurumlarını sadece kenardan gözlemleyen seyirciler haline getirebilir.
Endüstrinin yeni teknolojileri benimseme konusundaki tarihsel isteksizliği çoğu zaman tökezletici bir engel olmuştur. Ancak bu zihniyetin değiştiğine dair işaretler de var. Believe’nin sahibi olduğu Tunecore gibi şirketler, GrimesAI ile yapılan şarkıların dağıtılması için yakın zamanda CreateSafe şirketi ile işbirliği yaptı . Bazıları bu özel kampanyayı bir hile olarak görse de, bu aynı zamanda YZ seslerinin nasıl dağıtılabileceğini ve paraya çevrilebileceğini de gösteriyor. Bu, endüstrinin genelinde önemli bir konu.
“Her eğlence şirketinin… bir teknoloji şirketi olması gerekir”
Sektörün yapay zeka girişimlerine daha cesur bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor. Bunu yapabilmek için öncelikle yapay zekanın yalnızca cephaneliğindeki başka bir araç olmadığını anlaması gerekiyor. Bu, sektörün işleyişinde derin bir dönüşüme yol açacak, ancak daha da önemlisi büyümeyi teşvik edecek.
2023 yılında her eğlence şirketinin, güncel kalabilmek için teknolojik çözümleri geçici olarak benimsemek yerine, özünde bir teknoloji şirketi haline gelmesi gerektiğinin farkına varması gerekiyor.
İyimser bir not olarak, müzik endüstrisindeki bir teknoloji firmasının CEO’su olarak gelişen bir bakış açısına tanık oluyorum. Yapay zekayı ve yaptığımız işi anlamaya istekli müzik şirketleriyle ilgi çekici tartışmalar yapıyorum. Bu merak ve öğrenme isteğinin yaygınlaşması gerekiyor. Bu yazıdan çıkarılacak tek bir çıkarım varsa o da şudur: Yapay zekayı kucaklayın ve onun engin potansiyeline açık kalın.
Yazının orijinali için tıklayınız.