Mekanlarda Müzik Kullanımının Bireyler Üzerine Etkisi

Geçtiğimiz hafta Gayrimenkulde Kadın Liderler Platformu tarafından düzenlenen “Mekanlarda Müziğin Bireyler Üzerinde Pozitif Etkisi” konulu webinarda konuşan Radyo Voyage Genel Yayın Yönetmeni Neslihan Behmuaras mekanlarda kullanılan müziklerin insanlar üzerindeki etkileri ile ilgili önemli örnekler sundu.

 

Neslihan Behmuaras müziğin anne karnından itibaren insanları etkilemeye başladığından söz ederek sağlık alanında şifa niyetine kullanılmasından, günlük yaşantımızdaki psikolojimize etkilerine kadar detaylı örnekleriyle müziğin hayatımızdaki önemi üzerinde durdu. Daha sonra, çeşitli araştırma örnekleri üzerinden mekanlarda kullanılan müziklerin bireyler üzerindeki etkilerine değindi.

 

Behmuaras ilk örnek olarak McDonalds tarafından yapılan bir çalışmayı aktardı. Çalışmaya göre trafiği hızlı olan ve hızlı, tempolu, yüksek volümlü müzik yayını yapan McDonalds, bazı pilot bölgeler seçiyor ve bu bölgelerdeki müzikleri klasik, daha yumuşak müzik yayınları ile değiştiriyor. Bunun neticesinde müziğin değiştiği pilot bölgelerde müşteri memnuniyetinin inanılmaz ölçüde arttığı görülüyor. Ancak öte yandan McDonalds olumlu dönüşler ve teşekkür mektupları almakla beraber bu bölgelerde cirosunun da düştüğünü görüyor. Netice itibariyle müşterinin mekanda daha çok oturması sağlanıyor ama bir fast food mekanı olan McDonalds’da müşteri sirkülasyonu düşüyor.

 

Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre marketlerde bir hafta hızlı tempolu müzikler, bir hafta yavaş tempolu müzikler yayınlanırken bir hafta da müzik yayını yapılmıyor ve müşterilerin davranış biçimleri ölçülüyor. Yavaş tempolu müziklerin insanların daha fazla markette kalmasına, orada daha çok vakit geçirmesine ve dolayısıyla daha fazla alışveriş yapmalarına vesile oluyor. Neticede yavaş tempolu müzik yayının olduğu dönemki satışlar daha önceki dönemlere göre % 32 oranında artıyor.

 

Bir spor mağazasında yapılan bir araştırmadan da verilen örneğe göre spor mağazasında normalde hızlı tempolu müzik yayını yapılıyor. Ancak bir süreliğine bunun yerine yumuşak tempolu müzik yayını yapılıyor. Gençlerin mağazada kalma süresinin ve alışverişin azaldığı görülüyor. Ancak yoga, meditasyon tarzı sporlara ilişkin kıyafetlerin satışının arttığı, insanların mağazanın o bölümünde vakit geçirme sürelerinin arttığı ortaya konuluyor. Neticede mağaza hedef kitleye yönelik hızlı müzik temposuna geri dönüyor.

İlginizi Çekebilecek Yazılar  MultiView Medya’dan İnteraktif Kamera Teknolojisi

 

Florida’da yapılan bir araştırmaya göre de cafelerde çalan müziklerin seçtiğimiz yemeklere etkisi inceleniyor. 55 desibelden düşük sesli müzikler daha dikkatli ve duyarlı olmamızı ve sonuç olarak da daha dikkatli yemek seçmemizi sağlıyor. 70 desibel ve üzeri müzikler ise tatlı ve yağlı yemekleri daha çok tercih etmemize sebep oluyor. Araştırma sonucuna göre cafelerde sunulacak olan yemek menüsüne göre müzik tarzının seçilmesi gerekiyor.

 

Restoranlarda yapılan bir başka çalışmaya göre de sofistike olmayı, zenginliği ve bolluğu çağrıştıran klasik müziğin, daha çok sohbet imkanı doğuran, daha şık, belli bir yaş üstü müşterinin eğlenmek amaçlı değil, hoş vakit geçirmek için gittiği daha sakin restoranlarda daha etkili olduğu görülüyor.

 

Bir araştırmaya göre 89 desibelden yüksek sesler tat duyumuzu köreltebiliyor ve bazı tatları almamıza engel oluyor. Uçaklarda yapılan bir araştırma da bunu doğruluyor. Araştırma uçak motorunun gürültüsünün tat duyumuz olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Kulaklık takarak ve müzik dinleyerek yemek yiyenlerin, yemeklerin tadını daha çok aldıkları anlaşılıyor.

 

Popüler olanlardan ziyade hizmetin amacına göre müzik tercihlerinin yapılması gerektiğini söyleyen Behmuaras, yanlış müzik tercihinin markaya da zarar verdiğini ifade ediyor.

 

Netice itibariyle mekanlarda müzik seçiminde mekanın aurası, sunulan hizmetin özelliği, hedef kitlesi, alışveriş ziyaret saatleri, coğrafi konum, mevsimsel ve dönemsel yapılara vb. son derece önemli unsurlar olacaktır. Mekanlarda yanlış müzik tercihleri ile müşteri, ciro ve prestij kaybına uğranabilir.

 

Bu konuyla ilgili daha önce dergimizde yer alan yazımızda da çeşitli örnekler yer almaktadır. Dergi için tıklayınız.

 

Fotoğraf: Rod Long